Müzik kanalını değiştirip, herkesin katıldığı bir düşünceye ortak oluyorum: Yeni aşk, yeni dünya. Aspirinden daha güçlü, elektrik gücünden daha etkili, mucize tariflerinden daha hızlı. Aşık olunduysa artık her şey iyidir, hayat olağanüstü güzeldir. Binlerce liralık yenilenme programlarını da unutun gitsin. Yerel, ulusal, evrensel bütün okunan haberler artık iyi haberdir. Hiç bu kadar genç olmadığını hissetmek ayrıca bir harikalık. İnan bana artık gerçek yaşında değilsin, çünkü işte söylüyorum...
Türkçe Aşk
Nerede olursan ol geri dönebilirsin, hangi gecenin yanındaysan önemi yok, kaçıncı duymadığım bir hikayenin içinde olduğunu da dikkate almıyorum. Bence, şimdilik yapılacak bir şey yok. Acelem yok, keyifsizliğim geçecek. Asla geriye bakmadım, asla içim acımıyor. Herkes beni seviyor. Yalnız asla değilim, ki olsaydım da bundan bana ne bir hayat içindesin. Partilerde kaybolmadım, kurbağaları sevenler partilerine de katılmadım, yolumu şaşırmadım, on dokuzuncu cadde üzerinde yürüyorum, muz kabuklarını...
Unuttum
Yabancı bir evdeyim, nasıl geldiğimi hiç bilmiyorum. Kim olduğumu hatırlamıyorum. Eşyalara dokunuyorum, tanıdık bir şeyler, sanki daha önce bu nesnelere tutunmuştum. Aitlik duygusunun yitikliği. Eski bir kiracı gibi dolaşıyorum odalarda, herhangi bir köşesinden kendimi yakalayabilmek, unuttuğum yaşamımı geriye çağırabilmek ümidiyle. Yaşadığımız üzücü anıların geçmişte kalarak, belleğimizin geriye atmasını özleriz, nedenini bilemediğimiz iç sıkıntılı zamanlarda yanımıza tekrar tekrar gelişlerini...
Kahve Lütfen!
Onunla aynı hayatın içinde olmayı epeydir hayal ediyordum. Gizli tutsak bile bazı hayaller sır kalmıyor. Bir anlamda açıkça onu takip edecektim. Kahveyi nasıl yudumladığını, önce hangi gazeteyi okuduğunu, hangi yürüyüşlere çıktığını, hayatının her dip köşesini bulacaktım. Onunla romantik taşkınlıklar, uydurmak zorunda olmadığı yalanlar, verip tutmadığı sözler olmadan hayatının içinde yer alacaktım. Bu berbat bir aşk hikayesine göre çok daha az yorucu hatta mantıklı geliyordu. Çok sevdiği...
Kiracı
Eski hatta felaket, iki katlı bir evin ikinci katını peşi sıra çıkıyoruz önümüzde Giritli bir kadın, belli ki eskiden oldukça alımlıymış, kadın aşağı çekiliyor aramızdan, bizi ikimizle bırakırken bu evi kiralayalım diye, sevişeceğimizi düşünerek porsuk duvarların çevrelediği küçük berbat odada, yerleşmiş ahşap bir gardırop anahtarı mutlak kayıp, yatakta ters devrilmiş sidikli bir döşek, ayakkabılarımızı çıkarıp girmiştik bu yetmiş iki no’lu haneye, gözlerimiz birbirini yakaladığında iki acı...
Aşkı Unutma Sanatı
Hayatlarım, gecelerim, aşık olmaktan kaçan trabzan atlayışlarım, bu niyetle her şeyi yavaşa alma hallerim, sonra çoğu başka hayatlar, ve daha sonraları… Böylece aşık olmaktan kaçarsın. Siyasal bilgiler düşünebilirsin, ekonominin gidişatına takılabilirsin, hadi hayat tepe taklak der amuda kalkıp “düş benden düş” diye çığlıklar atarak yelkenleri indirebilirsin. Aşktan kaçan halin her ihtimali bir eğlenceli oyuna getirebilir. Genlerinde iyiden iyiye gitme hali var. O günlerde, bu...
Aşk Kasabası
Konuşuyorum. Konuşuyorsun. Çok iyi bilmediğim şeyleri, çok iyi bilmediğin şeyleri anlatıyorsun. Olağanüstü cümleler kurmuyorsun, olağanüstü cümleler kurmuyorum. Ne eskileri, ne geleceği konuşuyoruz. Kesinlikle blues dinliyoruz. Aynı şarkıda konuşan iki tanıdık olmayı seviyoruz. Apaçık söylemeden yarım cümleleri tamamlayabilen bir eskimişliğimiz var. Uzun yıllar blues dinleyebilecek vaktimiz varmış gibi tasasız ritim tutuyoruz. Hiçbir kasabaya yürüyerek gitmemiştim hayatımda. İçimde uçsuz...
Nano Bir Terk
Akıntıya karşı koyamayacağımı biliyorum. Aynı kaldırımı arşınlayan rutin bir yaya gibiyim. I’m coming home. Yürüyecek başka yol kalmadı. Eskisi kadar hızlı yükselmiyorum. Dinginim. Birdenbire kendime gelmedim elbette. Uzun zaman düşündüm. Akşamlar nasıl geçti çok iyi bilmiyorum. Son kuşlar gitti, bazı kuşlar öldü, eve dönüyorum. Kimsenin gidişinden mesul değilim. Uğursuzluklardan da. Herkesin yeni bir hayata başlama hakkı olmalı. I’m coming home. Gece oldu sözünü tutmadın, diğer gece oldu...
Hesaplaşma
Bu gece daha çok senden söz edelim istiyorum. Bu bir nezaket veya iyilik değil. Açıkçası ben şezlonga uzanıp seni düşüneceğim. Yalancı olduğundan bahsetmeyeceğim. Sakin ol, bütün bunları izleyecek olan geçmişe ait bir aşkın kırk yıl hatırı olurmuş misali sadece bağlılık ve bir miktar hatırlama. Dahası hatırlatmam gerekirse bilirsin cömertimdir. Sırlarını verecek değilim, hatta kız kardeşinin arkadaşıyla bir kış bir yaz ,yalana dolandığını da anlatmayacağım. Yugoslavca “yalancı” nasıl denilir...
Şapkacı Dükkanı
Aynı zamanda hem fötr şapkalar hem de beyaz perdelerler satıyordum. Alçak pencerelerden, beyaz tül perdeleri çekilmiş ev sahipleri sokaktan geçen fötr şapkalı yayaları seyredebiliyordu. İki hayatı bir dükkanda birleştirmek hoşuma gidiyordu. Size her şeyden söz etmeliyim, her açık ve koyu ton fötr şapka hikayesinden ve her ton beyaz dantel, tül, kadife perdelerden ve perdeler arkası gizli hayatlardan, ama ben bazı şeyler gizli kalsın, içimde kalsın istiyorum. Uğradığım kırıklıkları...