Bu gece daha çok senden söz edelim istiyorum. Bu bir nezaket veya iyilik değil. Açıkçası ben şezlonga uzanıp seni düşüneceğim. Yalancı olduğundan bahsetmeyeceğim. Sakin ol, bütün bunları izleyecek olan geçmişe ait bir aşkın kırk yıl hatırı olurmuş misali sadece bağlılık ve bir miktar hatırlama. Dahası hatırlatmam gerekirse bilirsin cömertimdir. Sırlarını verecek değilim, hatta kız kardeşinin arkadaşıyla bir kış bir yaz ,yalana dolandığını da anlatmayacağım. Yugoslavca “yalancı” nasıl denilir? İlgisi yok, aklıma geldi. Daha çok senden söz edelim. Bazı geceler bazı otobüsler bazı şehirlerde uzun konaklar, hiç uzun konakladığın bir kadın oldu mu? En uzun iki yıl aşığım diye ağladığın dışında demek istiyorum. Evet, bu kişisel bir hesaplaşma, çok önce yıl sormuştun, hayır seni hiç affetmedim, hiç. Hücrelerini de bağışlamadım, sadakatsizliğini de ama en kötüsü cesaretsizliğini. Bu noktada duralım istiyorum: Beni yaşama bağlı hiçbir şey senin kadar şaşırtıp, beni aşka tuhaf ve uzak kılmadı. Her adamın kalbinden, seninle geçmişin aynı duygularına kapılıp hayat hayat kaçtım tekrar aşık olmaktan. Seni mi suçluyorum? Mümkün mü? Bu gece daha çok senden söz edelim istiyorum. Elin yüzün düzgündü de kalbin derin bir bağ ve iyilik taşımıyordu. Kalpsizsin demedim, dürüst değilsin, sıkı palavracısın, sadakatsizsin, bencilsin. Hayatta mutsuz ve yarım olman şimdi umurumda bile değil. Sevindiğimi söylemedim. Her şeyi anlamak istediğin gibi anlamakta üstüne yok. Moskova’da çok üşümüşsün oh olsun dedim mi? Her şey geri dönüşe ayarlı aslında, söylemeyeceğim beni umursamamanı, başka bir hayat anlatırım bunu da, vakti var, çok uzun bekledim, unutulması gereken bir uzun ihanet oldu. Herkes ihanet edebilir de, senin kadar olağan ve olağanüstü olabilir mi, bunu bilemiyorum işte. Bu söylediklerim görüyorum ki seni şaşırtabiliyor, ben de buna hayretle şaşırıyorum. Şurası bir gerçek ki, kız kardeşimin arkadaşına aşık oldum deseydin en azından bir yalan eksik konuşmuş olurdun, kalbimde ve kafamda bu onurlu davranışınla iyi hatırlanabilir, ihanet ettiğini itiraf eden adam kalırdın. Özrün yoktu, ama çok daha kötüsü vardı, uzun zaman sonra benim söylediğim şeylerin doğru olup olmadığını defalarca sorman, gerçek kalp bağlantılarından uzak ve abuk sabuk. Şimdi ne mi yapıyorum? Geriye gelen aklımla gecenin gece halini, gündüzün gündüz saatini, boş kalbimin tadını çıkarıyorum. Bu gece seni konuşalım istedim daha çok, son bir şey daha sormak istiyorum: Beni benden daha çirkin bir kadınla neden aldattın?
Hesaplaşma
H