Akıntıya karşı koyamayacağımı biliyorum. Aynı kaldırımı arşınlayan rutin bir yaya gibiyim. I’m coming home. Yürüyecek başka yol kalmadı. Eskisi kadar hızlı yükselmiyorum. Dinginim. Birdenbire kendime gelmedim elbette. Uzun zaman düşündüm. Akşamlar nasıl geçti çok iyi bilmiyorum. Son kuşlar gitti, bazı kuşlar öldü, eve dönüyorum. Kimsenin gidişinden mesul değilim. Uğursuzluklardan da. Herkesin yeni bir hayata başlama hakkı olmalı. I’m coming home. Gece oldu sözünü tutmadın, diğer gece oldu sözünü tutmadın. Kaç sonbahar gecesi daha ertelenebilirdi ki ? Geceleri sayma ritminde seni başkalarıyla bırakma kararı aldım. İçim çeşit çeşit tuhaf hislerle çok geceler bitirdi, şimdi; yalın, huzurlu olma kararı aldım. Seninle ilgili içime doğanlardan, altıncı hislerden, sezgilerden çok sıkıldım. Senden sıkıldım. Neler oluyor safsataları canımı çok sıktı. Ne ayaküstü , ne de saatlerce, gecelerce konuşmak istiyorum seninle. Gizemli hallerinden en çok sıkıldım. Kumlu kıyılarda aylak halini de çok uzak ve anlamsız buluyorum şimdi. Bir an düşündükten sonra değil uzun uzun yaşadıktan sonra senden gidiyorum bu gece. Hayli uzaklara, senin hiç bilmediğin bana ait bir yere gidiyorum. Evet, uzun bir yolculuk yaptım ve bir hayaleti kasabada bırakıp beklenmedik bir kararla serüvene uygun olmadığımı keşfedip, çok iyi bildiğim evime dönüyorum. Kuşkular, kaygılar içinde giriş kapısı belirsiz, yolunu yitirmiş bu hikayede artık kalmayacağım. Bu gece eve dönüyorum. Ben seni çok önce terk ettim.
Nano Bir Terk
N