Yola çıkarken yalnız olduğumu sanıyordum. Sarı yağmurluğumu dikkatlice ilikleyip, sarı yağmur botlarımı giymiştim. Çıkmadan cebimdeki konyaktan uzun bir yudum aldım. Çikolatalı puromu kapıyı kapattıktan sonra ıslak çime atıp sağ ayağımla ezdim. Saat on biri geçiyordu. Nedenini söylemek zor, içimde birkaç istekle yürüyemeye başladım. Bir tanesi evde şöminenin başında konyağını yudumlamak istiyordu caz dinleyerek, öteki evi bırakmak…. Bu çok yağmurlu gecede üşümeye ayarlamıştım kendimi. Sonunda...
İntihar Kulübü – Enteresan Bir Üçleme
1850 Doğumlu, İskoç yazar Robert Louis Stevenson aynı zamanda Define Adası’nın da yazarıdır. Çocukluktan takip edilen ciltli kitap kokusu beni bu ilginç İntihar Kulübü’ne getirmiş olmalı. Hatta Dr. Jekyll ve Hyde’ın Tuhaf Hikayesi’nin de yazarı olduğunu söylemeden geçmek olmaz. İntihar Kulübü üç novelette içerir. Novelette uzun öykü veya kısa roman, ancak novelette demesem sanki tam anlamı olmazmış gibi geliyor. Bu üç uzun öykü; Kremalı Turtalı Genç Adamın Hikâyesi, ...
Sence Umurumda mı ?
Sonu hakikatle nihayetlenmeyen uzun yol rüyalarının asılsız olması, daha da tuhafı hayali yolların hayali olması sence umurumda mı? Yolda yolcu olmam için havada ilk leyleği gördüğüm bir zamanlama olmalı mı? Doğru yerde, doğru zamanda değilim, inandığım için yolcuyum ; olmayan şeylere, mesela boşluğa inanıyorum, mesela beş yapraklı yoncaya, mesela abajur ışığında görülen rüyanın kısa sürede gerçekleşeceğine, sökülmüş yünlerden yedi kapıya dağıtıp dileklerin gerçekleşeceğine, mesela sana...
Nano Bir Terk
Akıntıya karşı koyamayacağımı biliyorum. Aynı kaldırımı arşınlayan rutin bir yaya gibiyim. I’m coming home. Yürüyecek başka yol kalmadı. Eskisi kadar hızlı yükselmiyorum. Dinginim. Birdenbire kendime gelmedim elbette. Uzun zaman düşündüm. Akşamlar nasıl geçti çok iyi bilmiyorum. Son kuşlar gitti, bazı kuşlar öldü, eve dönüyorum. Kimsenin gidişinden mesul değilim. Uğursuzluklardan da. Herkesin yeni bir hayata başlama hakkı olmalı. I’m coming home. Gece oldu sözünü tutmadın, diğer gece oldu...
Hesaplaşma
Bu gece daha çok senden söz edelim istiyorum. Bu bir nezaket veya iyilik değil. Açıkçası ben şezlonga uzanıp seni düşüneceğim. Yalancı olduğundan bahsetmeyeceğim. Sakin ol, bütün bunları izleyecek olan geçmişe ait bir aşkın kırk yıl hatırı olurmuş misali sadece bağlılık ve bir miktar hatırlama. Dahası hatırlatmam gerekirse bilirsin cömertimdir. Sırlarını verecek değilim, hatta kız kardeşinin arkadaşıyla bir kış bir yaz ,yalana dolandığını da anlatmayacağım. Yugoslavca “yalancı” nasıl denilir...
Uzun Yol
“Nereye ?” “Bilmem. Bekle, yazı mı tura mı? Yazı olursa kuzeye, tura gelirse güneye . Ne dersin?“ “Yolculuğun ilk anında tartışacak değilim. Dediğin gibi olsun. Ne geldi ?“ “Güneye yol alıyoruz. Heyecanlı mısın ?“ “Aslında biraz. Hatta çok. Sen?“ “Her şeyi merak edip sabaha kadar uyuyamayacak denli heyecanlı…” O bir gün geldi ve biz Dennis’le uzun zaman içinde sürekli varsayıp konuştuğumuz tuhaf yolculuğa 1976 model , fıstık yeşili Volvo 240 GL ile çıkıyoruz. Onca konuştuk, işte hayaller...
Kurt Eşittir Hayat
Bugün hayatlardan çarşamba. Oynaya oynaya, güle güle, büyük bir sevinçle veya harikulade huzurla geçen ardışık saatler yok. İyi şeyler söylemek isterdim. İsterdim ama… Bu iyi niyeti belirleyen bir yol yok. Kırk bir kere güzel hayat desem, yine desem hayat değişmiyor. Bir yerde sürekli mutlu olmak kolay değil, halbuki sürekli mutsuz olmak çok daha rahat, hatta bir çabaya bile gerek yok. Bu can sıkıcılıkla ilgili fikrim şu: Ne kırmızı başlıklı kız, ne de büyükanne, hayat o yatakta yatan kurdun ta...
Gizli Hayat
Gizlice ortadan çekilip, artık defalarca bu kapıları açmış olduğumu unutarak, tuhaf bir biçimde değişen zamandan da köşe bucak kaçarak, sanki tümüyle rastlantıymış gibi, şehir şehir gidiyorum… Başka gizli hayatlara…Ardımda bıraktığım Rum büyük bir taş ev, yokuş sokak araları, kurbağalı bir dere, deniz kızlı dükkanlar, nadir önünden geçilen bir tuhafiye, çok ender içinden geçilen kırk bir kapılı han ve hayatımdan kopan ilmikler, kırk dereden su içip dilek tutulan rüyalar ve çekip giden şehirler...
Aşkla Hayat
Ne bugün, ne yarın hiçbir şey değişmeyecek. Şehre benzeri yağmurlar yağacak bu kış da. Bütün hayatlar mucizevi olma hayalleriyle öldüler. Yüzyıla yakın yaşayıp, hayatımız güzel olacak, iyi şeyler olacak, her şey güzel olacak zırvalığıyla ilk hayatlarından daha kötü hayatlarla hayatlarını bitirdiler. Yavaş ve ağır rüyalar görerek geceleri geçiriyorlardı, kimi zaman gerçeğe dönüşen haberci rüyalar yok değildi, bunlar da zor günler, zor geceler haberci rüyalar olarak her şeye rağmen suyun akışını...
Hayal Hayat
Sana yığınlarca hayal okudum. Bunları bile isteye mi yaptım, olaylar kendiliğinden mi yol aldı, inan bana hiç bilmiyorum. Bu hayal seferlerimde kimi zaman aklımdan uçan rüyalarım oldu, hep tekrarladım, ayrıntıları kafamdan geçirdim, ama bazı rüyaları sana anlatamadan unuttum. Bütün rüyalar da bütün hayatlara benzer mi emin değilim. Bunu anlamak için daha uzun bir hayata ihtiyacım var. Uzun bir sessizlik oldu. Daha uzun hayat ihtimalimi hayalledim. Bir dükkancı, bir dükkan ve müthiş bir toz...