Yabancı bir evdeyim, nasıl geldiğimi hiç bilmiyorum. Kim olduğumu hatırlamıyorum. Eşyalara dokunuyorum, tanıdık bir şeyler, sanki daha önce bu nesnelere tutunmuştum. Aitlik duygusunun yitikliği. Eski bir kiracı gibi dolaşıyorum odalarda, herhangi bir köşesinden kendimi yakalayabilmek, unuttuğum yaşamımı geriye çağırabilmek ümidiyle. Yaşadığımız üzücü anıların geçmişte kalarak, belleğimizin geriye atmasını özleriz, nedenini bilemediğimiz iç sıkıntılı zamanlarda yanımıza tekrar tekrar gelişlerini...
Aynı Hayat
Kuşkusuz bir uyku saati. Yatağa uzanır uzanmaz uykuya dalmayı özlemişim. Erik bahçelerinde bir dolu hayal sayıklamadan, yüksek anlaşılmaz seslerde geçmişe dair zırvalamadan, uyanıp kapıları açarak gecenin sessiz asfaltlarında ayakların çıplak yürümeden sükunet içinde herkese ait rutin bir uykuya yatmak. Hayran olunacak sessizlik zamanı. Hayallerim tuhaf, hatta zor gibi görünebilir, ama ben şimdi sadece uyumak istiyorum; kolay ve basit. Otobanlarda giderken aklıma hep uzaklar geliyor. Tuhaf olan...
The Same Life
He’s looking me straight in the eye, as far as could be, a million dialogs passed a life, with melancholy, joy and all doubts… Time always faces us, the shocking realities and surprising ceremonies all in one life. There has been no possibility to live the same moments again with same feelings, same hopes, same dreams… Something strange in our relation tone, never same… Why should anyone expect all good in life with endless pipe dreams and hopes? Would you ever live the same life with the same...
Sence Umurumda mı ?
Sonu hakikatle nihayetlenmeyen uzun yol rüyalarının asılsız olması, daha da tuhafı hayali yolların hayali olması sence umurumda mı? Yolda yolcu olmam için havada ilk leyleği gördüğüm bir zamanlama olmalı mı? Doğru yerde, doğru zamanda değilim, inandığım için yolcuyum ; olmayan şeylere, mesela boşluğa inanıyorum, mesela beş yapraklı yoncaya, mesela abajur ışığında görülen rüyanın kısa sürede gerçekleşeceğine, sökülmüş yünlerden yedi kapıya dağıtıp dileklerin gerçekleşeceğine, mesela sana...
White Lies
I am walking around every nook and cranny in empty streets. It is two in the morning. Cats flying over the trash, drunk man from left to right as a very known crossword, ambulance siren to be deathless, few cars passing the life, a really silent song of dark blue with the odd but familiar asphalt scent… Am I afraid of the dark ? Maybe yes, maybe no… It drives me mad to always feel the same feelings that hurt me deeply with far away faces walking miles further… I slowed down the pavements, the...
Nano Bir Terk
Akıntıya karşı koyamayacağımı biliyorum. Aynı kaldırımı arşınlayan rutin bir yaya gibiyim. I’m coming home. Yürüyecek başka yol kalmadı. Eskisi kadar hızlı yükselmiyorum. Dinginim. Birdenbire kendime gelmedim elbette. Uzun zaman düşündüm. Akşamlar nasıl geçti çok iyi bilmiyorum. Son kuşlar gitti, bazı kuşlar öldü, eve dönüyorum. Kimsenin gidişinden mesul değilim. Uğursuzluklardan da. Herkesin yeni bir hayata başlama hakkı olmalı. I’m coming home. Gece oldu sözünü tutmadın, diğer gece oldu...
Hesaplaşma
Bu gece daha çok senden söz edelim istiyorum. Bu bir nezaket veya iyilik değil. Açıkçası ben şezlonga uzanıp seni düşüneceğim. Yalancı olduğundan bahsetmeyeceğim. Sakin ol, bütün bunları izleyecek olan geçmişe ait bir aşkın kırk yıl hatırı olurmuş misali sadece bağlılık ve bir miktar hatırlama. Dahası hatırlatmam gerekirse bilirsin cömertimdir. Sırlarını verecek değilim, hatta kız kardeşinin arkadaşıyla bir kış bir yaz ,yalana dolandığını da anlatmayacağım. Yugoslavca “yalancı” nasıl denilir...
Gizli Hayat
Gizlice ortadan çekilip, artık defalarca bu kapıları açmış olduğumu unutarak, tuhaf bir biçimde değişen zamandan da köşe bucak kaçarak, sanki tümüyle rastlantıymış gibi, şehir şehir gidiyorum… Başka gizli hayatlara…Ardımda bıraktığım Rum büyük bir taş ev, yokuş sokak araları, kurbağalı bir dere, deniz kızlı dükkanlar, nadir önünden geçilen bir tuhafiye, çok ender içinden geçilen kırk bir kapılı han ve hayatımdan kopan ilmikler, kırk dereden su içip dilek tutulan rüyalar ve çekip giden şehirler...
Aşık Bir Kadının Unutma Günlüğü
1 Ocak Perşembe Kendimi uyandırmayı istemek için yeni bir gün hatta yeni bir yıl olabilir. Kalksam mı yatsam mı? Kalksam ne olacak sanki. Kalksam da bir yatsam da bir. Sevgilim yok. Gitti. Hepsi hepsi yüzümü yıkayıp, çişimi yapacağım. En az bir yarım saat daha böyle aptal aşık ve sıkışık kalabilirim.Yüz yirmi altı gün iki saat oldu. Hala unutamadım. Her kapının çalınışında senin geldiğini sanıyorum, elinde bir şişe kırmızı şarap ve felaket seksi gamzelerini… Sana aşık olduğum için...
The Classic Car
You will absolutely think me very old weird soul, no doubt, I am weird, five hundred years old soul, for living so many years. I must have had real good dreams, so long time with old lampshades, upon a light night, feeling a little bit timeless, though. I have never been well enough to make the life go on as it must be, usually living the mornings as a night owl, with dilemmas being far way early in life. Did I tell you I am addicted to classic cars? I am! Mostly, I feel like an old car which...