Travma

T

Geriye sayarak uyumayı dene, 100, 99,98,97,96,95…Kapıda 5 numara

yazıyor, üstü özel boyalı, balık adamlar var, denizaltı, deniz kızı, mavi bir

kapı, iki kere çal, beş kere çal, yokuz, biz yokuz, yoktuk, gitmiştik, keşke

evde olsaydık ama yoktuk, keşke biraz bekleseydiniz, gitmeseydiniz,

gitseydiniz, biz soba borusundan çatıya çıkmıştık, size oradan baktık, bir

sürü çoluk çocuk çıkıp gelmişsiniz, iyi ki yokmuşuz, yatak yok, yorgan yok,

hal yok, çarşının ortasında, şehrin göbeğinde, hiçbir şey dikkatli olmamı

sağlayamaz, seni görmeyeceğiz, kapalı pencereleri biliyorum ve

panjurun arasından caddenin ötesini. Gece yarısı çıkmayacağım, asla

yürümeyeceğim tutunarak, tutunmayarak, tren mren yok, hepsi bir miş

hikaye, bu gece yarısı gezisine çıkmayacağım, ben yokum, asfalt

kokuyor, sabah kokuyor, gece kokuyor, benzin bu, mazot bu, yol kokusu,

gitmişlik kokusu bu, kafamı uzattığım herhangi bir Tütün Bank levhasının

yakınındayım, caddeden uzaklaşmadım, karşıya geçmedim, yabancılarla

konuşmadım, hayaletli eve de gitmedim, alıştığım bir gökkuşağı yok,

alıştığım bir asansör de yok, iyi akşamlar  hoş geldiniz, nasılsınız?, ben

iyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız?, kafam arabanın motor kapağına

sıkıştı, rölanti düşmüş, istop etti, çalıştı, istop etti, çalıştı, kafam sıkıştı,

iyiyim teşekkür ederim, evin yedek anahtarı var, çilingire gerek yok, bizim

kapıda 5 numara yazıyor, üstü özel desenli, balıklar gitti yıldızlar geldi,

tema gece, kocaman da ay dede var, hemen bulursun, duymazsam

kapıyı yine çal, belki yokum, bir yere gittim, çabuk gelemeyebilirim,

istersen sonra yine gel, not bırak, ya da kapıya ben geldim yaz, Huzur

Apartmanı, sıkışık kıyafetler, düğmeler zor kapanmış, patlak pantolon,

Düğmeci Nihat, Terzi Süleyman, çok zengin bu iki adam, çünkü çok

cimriler, üst katta Patikoğulları da zengin, tok gözlü, cömert gönüllüler,

evlerinde hiç bir zemin soğuk değil, hiçbir köşe tozlu değil ve her yer

simetrik, her şey düzenli, hayatla el ele insanlar, düğüm olmuş kolyeleri

yok, içinden çıkılmaz taşlı pirinç çuvalları da, tapusuz geniş arazileri de,

her şey yasal, Patikoğulları mutlu bir aile; bir anne, bir baba ve üç çocuk.

Şehir Restoran’dayız, mutlu yıllar sevgili ailem, biz önümüzdeki yeni

senelerde daha da mutlu olacağız, iflas etmeyeceğiz, hep zengin

kalacağız, hiçbir dostumuz, arkadaşımız, akrabamız azalmayacak, hatta

artacak, asla yalnız kalmayacağız; paralar, dükkanlar, evler, arabalar

uçup yok olduğu için, bu pozun çok uzaklarda, dalmışsın, çok uzağa,

ama çok uzağa. Evimizin bahçe kapısında Villa Huzur yazıyor, çok kolay

bulursun, koyu yeşile boyanmış bahçe kapısı, koyu yeşil demir

korkuluklar, üstünde mektup yazan posta kutusu, hemen bulursun, kapı

zili bozulmuş çok yağmurlu bir gecede, kapının zili çalmamış işte bu

nedenli, duymamışım, keşke çok çalsaydın, keşke seslenseydin, keşke

bekleseydin, kapının üstünde  kokulu pembe güller var. Ses çıkarma,

evde yokuz, şimdi giderler, kapıyı çalıp çalıp giderler, bu pozun uzağa

bakıyor, ama çok  uzağa. Hiç mutsuz olmayacağız.