Bir yaz gecesi hamağa uzanıp yıldızların altında ne okuyabilirim ? Tabii ki Patrick Modiano.
Varlık Yayınları tarafından çevrilen ‘Bir Sirk Geçiyor’ arka kapakta Eyfel Kulesi’nin hayal meyal göründüğü siyah beyaz Paris fotoğrafıyla çekici bir kitap kapağıyla raftan size göz kırpıyor. Fransız Edebiyatı hayran okurları Patrick Modiano’yu bütün kitaplarıyla bilir, bir Patrick Modiano okunduysa bütün kitaplarının peşine düşersiniz.
Modiano kitapları sizi romanın en başında gizemle yolculuğa çıkarıp, sonuna kadar da kapalı kalmayı ustalıkla kurar. Kahraman, genelde bir veya iki yeni arkadaş edinir. Üçünün dostlukları hiçbir zaman ürkütücü bir samimiyete dönüşmez, kimi zaman romandaki anlatıcının sürekli zamanı paylaştığı kızdan hoşlanıp hoşlanmadığını veya sevgili olup olmadıklarından diyelim, kesin emin olamayız. Ciddi bir mesafenin korunduğu, bununla birlikte kısa zaman içinde güven duyulan kuvvetli ilişkiler kurulur. Burada romandaki anlatıcının yalnız olduğu için, güvenmek zorunda kaldığından mı yoksa bilinmeyen nedenlerin ördüğü bir güven mi buna karar vermek okuyan kişinin iyimserliğine kalmış; Modiano neredeyse her hikâyenin içinde dünyada aslında tek başına yaşamak zorundadır, baştan beri terk edilmiş olduğu hissini yaşatır, çevresine aldığı yabancı insanlarla kurduğu gizli işler dünyasında derin bir korku vardır; daima daha fazla terk edilme duygusu. Süresiz ortada olmayan babası hikâyenin içinde hüzünlü bir hayalettir sanki, güven duygusunun oluşmadığı, hayatta olan ancak hayatında olmayan anne, baba gölgeleriyle bilinçaltında uğraşırken sürekli Paris sokaklarında dolaşır, ki bu da romanın görselini zenginleştirip melankoliyi sınırsız kılar okura. Bu muhteşem şehirde dolaşırken, uzağı, başka şehri düşler, çünkü geçmiş tekinsizdir, yine kesin olmayan, muhtemel planlar etrafında şimdiki zaman içinde de karanlıktan, bilinmeyenden çıkmaz, belki de çıkmak istemez. Modiano, genelde romanlarında eğer Paris sokaklarından geçmiyorsa bir kafede oturur, yanında hayatına sıradan bir tesadüfle giren olası kız arkadaşı ve bu kız arkadaşının da bir erkek arkadaşı olur. Genelde aynı kafeye gider veya buluşurlar. Hikâyelerinde önemli olan hareket değil yavaşlığın içinde gizemli köşelerdir. Modiano’nun kahramanları hep yalnız, gizemli ve belki de en çok güvensizdir, aile, gelecek, sevgi…Ciddi hiçbir bağ yoktur ve sonunda daima kayıplar vardır.
Hayatın içinde de ‘Bir Sirk Geçiyor’ ve bir sirk gitmiyor mu sizce de?